Stres, bedenin fiziksel, mental ve duygusal baskıya verdiği tepki olarak tanımlanmaktadır.
Aslında stres doğal bir reaksiyondur. Günlük hayatımızın bir parçasıdır. Burada ki önemli nokta ise stresin hayatımızı hangi yönde ve ne kadar etkilediğidir.
Bilinenin aksine stres sadece olumsuz olaylar karşısında verilen bir reaksiyon değildir. Terfi almak, mezun olmak, evlenmek, ev satın almak, çocuk sahibi olmak gibi hayatımızın pozitif dönüm noktalarında bile stresi hissederiz.
Detaylı incelendiğinde stres kendi içinde üç kategoriye ayrılmaktadır. Bunlardan “Akut Stres” en yaygın görülen stres biçimidir. Yakın geçmişte veya gelecekte yaşanılan veya yaşanılabilecek talepler ve baskılar üzerine kendini gösterir. Aslında akut stres minimal düzeyde hissedildiğinde heyecan verici ve motive edici olarak bile tarif edilebilir. Bazı araştırmalar az miktarda stresin motivasyonu arttığını göstermiştir. Ancak stresin yoğunluğu arttıkça yıkıcılığı da artar. Kısa süreli olduğu için geniş kapsamlı yıkıcılıktan ziyade daha kısa sürede tedavi edilebilirliği ve kontrol edilebilirliği vardır.
İkinci olarak “Episodik Akut Stres” sık sık akut stresi deneyimleyen, kaotik ve kriz dolu hayatları olan kişiler için tasvir edilir. Eğer etrafınızda sürekli bir acelesi olan fakat hiçbir yere yetişemeyen tanıdıklarınız varsa bu stres tipinden şüphelenilebilir. Bu kişiler hiç bitmeyen bir endişeyle mücadele ederler. Hayatlarının her noktasında bir felaket görüp, geleceklerinde de bunu öngörürler. Dünya onlar için tehlikeli, ödüllendirmeyen ve cezalandırıcı bir yerdir. Bu kişilerde baş ağrısı, migren, hipertansiyon, göğüs ağrısı ve kalp hastalıkları daha fazla gözlenmektedir. Bu stres tipiyle mücadele eden kişiler akut stres tipine kıyasla daha uzun süre terapiye ihtiyaç duyarlar.
Son olarak “Kronik Stres” kişileri günlerce ve hatta yıllarca etkisi altına aldığından ve de hem fiziksel hem duygusal hem de zihinsel yoğun tahribata sebebiyet verdiğinden en ağır stres tipi olarak tanımlanabilir. Bu stres tipine sahip kişiler yaşadıkları durumdan bir çıkış yolu göremezler. Umutları yoktur ve dolayısıyla çıkış kapısı aramaktan vazgeçmişlerdir. Stresi karakterlerinin bir parçası olarak bile görebilirler.
Akut stres hemen fark edilebilirken, kronik stres kolay kolay fark edilmez çünkü eskiden beri oradadır ve karakterlerinin bir parçasıdır.
Bu kişilerde kalp krizi, felç, şiddete eğilim ve intihar oranlarının daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre kanser ve stres arasında da pozitif bir ilişki olduğu düşünülmektedir.
Stresli Olduğunuzu Nasıl Anlarsınız?
Bedensel Belirtiler: Hızlı kalp ritmi, halsizlik ve yorgunluk, kaslarda gerginlik (özellikle baş, omuz ve boyun bölgelerinde), hızlı nefes alış-veriş, bağırsak rahatsızlıkları, göğüste ağrı, mide bulantısı, baş dönmesi, diş sıkma, baş ağrısı, bağışıklık sisteminde düşüklük
Duygusal Belirtiler: Depresyon, mutsuzluk, sıkıntı, ani öfke patlamaları, alınganlık, sürekli endişe, kaygı, isteksizlik, yalnız hissetmek
Bilişsel (Zihinsel) Belirtiler: Unutkanlık, kararsızlık, karamsarlık, hafıza problemleri, odaklanamama
Davranışsal Belirtiler: Uykuya dalma, sürdürme ve uyanmada zorluklar, iştah artışı veya iştahsızlık, tırnak yeme, saç yolma, sosyalleşememe, içe kapanıklık, alkol veya madde kullanımında artış
Stresle Nasıl Baş Edilir?
Kendine Sağlıklı Bir Yaşam Stili Yarat: Egzersiz yapmayı hayatın bir parçası haline getirmek, yeterli uyku uyumak ve dinlenmek, dengeli beslenmek, kafeini ve şekeri azaltmak, alkol-madde-sigara gibi yaşanılan stresi arttıracak maddelerden uzaklaşmak.
Kendinle İlgilen: Yeni bir hobi edinmek ve stresli hissedildiği durumlarda ara verebilmek/odağını değiştirmek, hayır demeyi öğrenmek.
Günlük Tut: Stres günlüğü tutmak. Hangi olay/durum strese yol açtı, neler hissettirdi, hangi fiziksel belirtiler kendini gösterdi ve ne iyi geldi gibi günlük kayıtlar tutarak farkındalığı arttırmak.
Eğlence ve Rahatlama İçin Zaman Yarat: Gün içinde mutlaka kendine vakit ayırmak, günün belirli bir zaman diliminde mutlaka keyif aldığın bir aktivite yapmak, kendine gülebilmeyi öğrenmek, rahatlama tekniklerini uygulamak (yoga, meditasyon, nefes egzersizleri gibi).
Zaman Yönetimi Yapma: Günlük takvim yaratmak ve en önemliden en önemsize listeleyip en önemlilere öncelik tanımak, kendine çok yüklenmemek ve yapman gerekenleri küçük parçalara bölmek, yapman gereken görevlerde yardım istemekten çekinmemek.
Destek Almak: Sosyalleşmek, sorunlarını ve neler hissettiğini sevdiğin insanlarla paylaşmak, terapi yardımı almak.
Yukarıda en işe yaradığı bilinen stresle baş etme stratejileri paylaşılmıştır. Fakat unutulmamalıdır ki her birey kendine özeldir ve stresin tedavisi de kişiden kişiye göre değişiklik gösterebilir.
Stresle baş etmenin en temel çözümü kaynağının bulunmasıdır.
Bu sebeple bir uzman yardımı almak en doğru çözümdür.
Klinik Psikolog
Alara Candan Yağcı
#stres #akutstres #episodikstres #kronikstres #otoimmunhastalık #destekalmak #terapi #klinikpsikolog #zamanyönetimi #sağlıklıyaşam #stressizyaşam #alaracandanyagci
Comments