top of page

Duyguları Anlamak

Duygunun Tanımı


Duyguların çalışma prensibi çevreden gelen sinyaller hakkında bireyleri haberdar etmek üzerine kuruludur. Dışarıdan gelen sinyalleri duygularımız vasıtasıyla fark ederiz.

En önemli işlevi ise bizi hayatta tutmasıdır.

Duygunun evrimsel teorisine göre duygular hayatta kalmamız için gerekli aksiyonu almamızı sağlar. Atalarımızın sahip olduğu tehditlere (ayı tarafından kovalanmak, aslanla karşı karşıya gelmek vb.) artık sahip olmamız çok mümkün olmasa da duygular günümüz stres faktörleriyle başa çıkmak, iletişimsel niyetin belirlenmesi, gelecekte alacağımız aksiyonlar ve toplumsal işlevi sürdürmek açısından önemli yer tutar. Bu bakış açısına göre, duyguların beyinde net sistematik düzlemleri vardır bunlar da kültürlerarası ve türlere göre evrenseldir.


Hayati olduğu için de duyguları tanımak, ifade edebilmek ve duyguları düzenleyebilmek de oldukça önemlidir. Duygular his, duygulanım, itici güç, fizyolojik değişim ve denetim gibi pek çok ögeden meydana gelir. İlk olarak bireyin yüz ifadesinde kendini gösterir. Bu sebeple, duyguların tanınması yolunda yüz ifadeleri önemli bir belirteçtir. Bunlara ek olarak, beden dili ve ses tonu da yine önemli belirteçlerindendir[1].


Limbik Sistem ve Duygular ile İlişkisi


Limbik sistem beyin sapının üzerinde yer alan duygusal dürtüler ile hafıza oluşumunu düzenleyen bir yapıdır.

Duygusal beyin olarak da bilinir.

Duygular ile ilişkisini incelendiğinde ise dört yapı karşımıza çıkar.


1. Talamus

İlk olarak, talamus beyinde duyusal aktarmayı sağlayan yapıdır. Görme, duyma, tatma ve dokunma duyularımızı aktarmayı sağlar. Bu sebeple, talamus duyguları deneyimleyebilmemiz açısından oldukça önemli yer tutar.


2. Amigdala

Limbik sistemde yer alan bir diğer sistem amigdala’dır. Amigdala uyarıldığında öfke, şiddet, korku ve kaygı duyguları ile saldırganlık davranışı gözlemlenir[2].


2.1. Kluver ve Bucy Sendromu

Yapılan araştırmada amigdala’nın imha edilmesi durumunda bireyde yumuşama tepkileri gözlenmiştir. Bu tepkiye göre bireylerin çok ekstrem durumlarda bile sakin kalabildikleri, tepkilere geç veya hiç cevap vermediklerini, hiperoralite (her şeyi tatma isteği, ağzın boş kalmaması durumu), hiperseksüalite ve engellenemeyen dürtüsel davranışları olduğu fark edilmiştir[3]. Bu sonuç duyguların deneyimlenmesinde amigdala’nın önemini vurgulamaktadır.


3. Hipokampus

Hipokampus hafıza merkezidir. Kısa süreli belleğin uzun süreli belleğe dönüştürülmesine katkı sağlar. Hafıza duyguların oluşmasında etken rol oynar[2,4].


4. Hipotalamus

Otonom sinir sistemini ve hormonları düzenleyen yapıdır. Hipotalamus’un duygular üzerindeki etkisi kaçınılmazdır. Stres durumlarına karşı savaş veya kaç tepkisi için gerekli hormonları salgılar. Lateral hipotalamus uyarıldığında öfke ve saldırganlık davranışlarının arttığı gözlenmiştir[4].


Duyguları Anlamak Neden Önemlidir?


Yukarıda duyguların bireyler üzerine hayati önemi ve bunun sebeplerinden bahsedilmektedir. Fakat yine de duygular üzerine konuşulmaktan en çok kaçılan konulardan biridir.

Örneğin, terapi odasında “Bu olay size nasıl hissettirdi? Duygularınızı tanımlayabilir misiniz?” terapinin en zor yanıtlanan ve çoğu zaman uzun sessizliğe yol açan sorularıdır. Başımıza gelen olaylar hakkında konuşmak görece daha kolayken, başımıza gelen olayın bizdeki etkisi hakkında konuşmak oldukça zordur.

Duygular konuşulduğunda arka planda hangi uyumlu ve uyumsuz düşünce biçimlerinin hislerimizi etkilediğini ve bu sebeple hangi reaksiyonları verdiğimizi ve de başa çıkma yöntemlerimizi anlamış oluruz.


Duygular ile Düşünceleri Ayırt Etmek

Duygularımız kendi kimliğimizi oluşturan en önemli yapı taşlarındandır. Tanımlanamayan, kafa karıştırıcı ve dağınık olabilirler. Duyguları tanımlayıp hem kendimiz hem de başkalarıyla hakkında konuşabilmek duygusal sağlığımızı geliştirmenin yoludur. Düşünceler ise zihinsel bir prosestir. Her duygunun öncüsü olan bir düşünce varken her düşüncenin duygusu olmaz.

Duygular hakkında konuşmak kolay değildir. İlk etapta duyguları ifade zor olsa da zaman ve pratikle ifade etmek kolaylaşır. İfade etmedeki en büyük engel düşüncelerle karıştırılmasıdır. Bu sebeple, duyguları sağlıklı ifadenin ilk yolu düşünceler ile ayrımını yapabilmekten geçer.

Aşağıdaki cümleler terapide sıklıkla karşılaşılan yanlış duygu ifadeleridir. Bu cümleler aslında ne hissettiğimizi değil ne düşündüğümüzü gösteren cümlelerdir.


“Beni takdir etmediğini hissediyorum”

“Kilo aldığımı hissediyorum”

“Beni sevmediğini hissediyorum”

“Başarısız olduğumu hissediyorum”

“Onların benden üstün olduğunu hissediyorum”[5].


Psikoloji Tarihinde Duyguların Yeri


Tarihsel olarak bakıldığında, psikolojide duygu kavramının psikofizyolojik, bilinçaltı, davranışsal ve bilişsel bakış açılarından sonra vurgulanmaya başladığı görülmektedir. Aslında psikoloji tarihinde bile duyguların önemi son dönemlerde anlaşılmaya başlanmıştır[6].


Temel Duygular ve İşlevleri


Duyguları anlamak zor ve kompleks olduğundan Robert Plutchik Duygu Çarkını evrimsel bakış açısına göre inşa etmiştir. Bu çarkta sekiz temel duygu ve her bir duygunun yoğunluk seviyelerine göre başkalaşım gösteren diğer duygular üçlü gruplarla ve farklı renklerde ifade edilmiştir. Çarkın en iç kısmı en yoğun duyguları gösterirken en dış kısmı en az yoğunluktaki duyguları ifade eder.

Duygu Çarkına göre sekiz temel duygu üzüntü, şaşkınlık, korku, güven, sevinç, beklenti, tiksinme ve öfke olarak sıralanmaktadır. Duygular bizim pusulamızdır. Her bir duygunun bir işlevi vardır.


1. Üzüntü: Bireyin kendi veya bir diğerinin bağlılığı olan bir nesneye veya bireye zarar gelme durumuna/tehdidine karşı hissedilen duygudur. Üzüntü, yardım isteme davranışını tetikler ve bireyin hayatıyla yeniden bütünleşmesine yardımcı olur. Bu duygu yoğunluğu çoktan aza keder, üzüntü ve dalgınlık olarak ifade edilir.

2. Şaşkınlık: Hiç beklenmedik ve karşılaşılmamış bir uyaran/tehditle karşılaşıldığında verilen duygu reaksiyonudur. Şaşkınlık, donma reaksiyonunu tetikler ve bireyin uyum sağlamasına yardımcı olan duygudur. Duygu yoğunluğu çoktan aza göre göre hayret, şaşkınlık ve dikkat dağılması olarak yer alır.

3. Öfke: Bireyin kendisine aykırı gelen, sınırlarını korumak için, risk altında hissettiğinde verilen duygu reaksiyonudur. Bireyde aksiyon alma, savaşma ve saldırma davranışlarını tetikler. İmha, yok etme gibi fonksiyonları bulunur. Duygu yoğunluğu çoktan aza göre hiddet, öfke ve rahatsızlıktır.

4. Korku: Bireyin kendi varlığını devam ettirebilme ve tedbir alabilmesi için hissedilen duygudur. Korku, bireyin tehlikeden kaçma/geri çekilme davranışını tetikler ve bireyi koruma görevi vardır. Duygu yoğunluğu çoktan aza dehşet, korku ve kaygı olarak ifade edilir.

5. Tiksinme: Bireyin zarar görebileceği tüm kötü ve zararlı olandan kaçması adına verilen duygu reaksiyonudur. Bu duygu bireyde kusma, mide bulantısı gibi reaksiyonlara sebebiyet verir ve bireyin içinde bulunduğu durumu reddetmesi imkanını tanır. Duygu yoğunluğu çoktan aza iğrenme, tiksinme ve sıkıntı olarak kendini gösterir.

6. Sevinç: Bireyi tehdit eden durum ortadan yok olduğunda ortaya çıkan duygudur. Gelecekteki olası tehdide karşı motivasyon da sağlar. Duygu yoğunluğu çoktan aza coşkunluk, sevinç ve sükûnettir.

7. Güven: Bireyin bir diğeriyle bağ kurabilmesini sağlayan duygudur. Bu duygunun birleştirme, dahil etme gibi fonksiyonları vardır. Bu duygu yoğunluğuna göre çoktan aza hayranlık, güven ve kabulleniş olarak ifade edilir.

8. Beklenti: Bireyin var olan veya olası bir tehdidi incelemesini ve tetkik etmesini sağlayan duygudur. Bireyin keşfetmesini, incelemesini ve sorgulamasını destekler. Duygu yoğunluğu çoktan aza göre ihtiyat, beklenti ve ilgi olarak kendini gösterir[7,8,9,10].


Duygular ve Psikopatoloji ile İlişkisi


Yapılan araştırmalar psikopatoloji ile duygular arasında anlamlı bir ilişki olduğunun altını çizmektedir. Aşağıdaki tabloda kaygı, üzüntü, suçluluk, öfke, neşe, tiksinti, sakinlik duyguları ile depresyon, kaygı bozuklukları, fobiler, obsesif-kompulsif bozukluk ve psikosomatizasyon arasındaki ilişki yer almaktadır[11].


Duygular Üzerine Son Söz


Diyelim ki elinizi kestiniz. Hemen müdahale etmek istersiniz değil mi? Önce canınız yanar. Sonra kanamayı fark edersiniz. Kesiği temizler, bant yapıştırır ya da o bölgeye tampon müdahalesi uygularsınız. Yardım isteyebilirsiniz. Kesiğin büyüklüğüne göre hastaneye gidersiniz. Özetle, hemen müdahale etmek istersiniz.


Peki ruhsal olarak da böyle yaklaşıyor musunuz? Olumsuz duyguları hissettiğinizde bu duygulardan kaçınmaya çalıştığınız veya böyle hissettiğiniz için kendinize eleştirel davranıp kızdığınız oluyor mu?


Unutulmamalı ki yaralanan sadece beden değildir. Duygular bireyleri korumak ve hayatta tutmakla görevlidir. Bu sebeple, duyguları bastırıp ötelemek yerine vermek istediği mesajlar anlaşılmalı ve duygulara temas edilmelidir.

Klinik Psikolog

Alara Candan Yağcı


Kaynakça

  1. Bozkurt, F., 2014, Sözlüklerdeki Temel Duygu Kavramlarının Yeniden Tanımlanması: Bir Yöntem Önerisi, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türkoloji Dergisi.

  2. KhanAcademyTurkce, 2015, Duygular: Limbik Sistem (Psikoloji / Çevreyi Algılama), https://www.youtube.com/watch?v=hXHDbapUnmU.

  3. Hipokampus Akademi, Amigdala Tutulması: Kluver-Bucy Sendromu, https://hipokampusakademi.com/amigdala-tutulmasi-kluver-bucy-sendromu/

  4. Üngüren, E., 2015, Beynin Nöroanatomik ve Nörokimsayal Yapısının Kişilik ve Davranış Üzerindeki Etkisi, Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi.

  5. Sezen, Ö, 2019, Düşünce ve Duyguları Ayırt Etmek, https://ozgesezen.com/dusunceleri-ve-duygulari-ayirt-etmek/

  6. Çelik, H., & Aydoğdu, B. G., 2018, Duygu Odaklı Terapi: Psikoterapide Yeni Bir Yaklaşım Emotion-Focused Therapy: A New Approach in Psychotherapy, Kafkas Üniversitesi, e – Kafkas Eğitim Araştırmaları Dergisi

  7. Koçak, Ö., 2021, Robert Plutchik’in Duygu Çemberi Kavramı, Psikoloji Yazıları, https://psikolojiyazilari.com/robert-plutchikin-duygu-cemberi-kavrami/

  8. Donaldson, M., 2017, Plutchick’s Wheel of Emotions, EQ Business, EQ Life.

  9. Karnilowicz, H. R., The Emotion Wheel: Purpose, Definition, and Uses, Berkeley Well-Being Institute, https://www.berkeleywellbeing.com/emotion-wheel.html

  10. Yiğit, Ö., 7 Temel Duygu, https://www.ozkanyigit.com/7-temel-duygu/

  11. Vatan, S., 2017, Duygular ve Psikolojik Belirtiler Arasındaki İlişkiler, Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry.



26 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page