top of page
Yazarın fotoğrafıAlara Candan Yağcı

İlk Görüşte Aşk mı Yoksa Şema Kimyası mı?

Şema kimyası, şema terapi ekolünün bir kavramıdır.


Siz hiç birine karşı aniden çok büyük bir çekim hissettiniz mi? Deli divane aşık olduğunuzu? “Tamamlanmış” hissettiğinizi? İlişkinizde sürekli aynı çatışmaları mı yaşıyorsunuz? Peki geçmiş ilişkilerinizde isimler farklı olsa da kendinizi hep benzer hissettiğiniz ilişkilerin içinde bulduğunuz oldu mu? Hiç kendi kendinize ben bu kadar sorunlu insanı nasıl elimle koymuş gibi buluyorum diye sorguladığınızı anımsıyor musunuz? Öyleyse, şema kimyasının etkisinde olabilirsiniz…

Kişinin kendinde var olan uyum bozucu bir yanı devam ettirecek kişileri hayatına seçmesine şema kimyası denir.

Şema kimyasına ilk örneğimiz, duygusal yoksunluk şeması. Bu şemaya sahip kişilerde, aradığı türden sıcak, sevgi dolu, özel hissettiği ilişkiyi bulamayacağı inancı hakimdir. Şema kimyasına göre, bu kişiler kendilerine özel şekilde davranmayan, bencil, soğuk ve uzak insanlara çekim hissederler. Hatta sıcak davranan kişilere de kesin bir çıkarı var ki bana böyle davranıyor diye düşünürler.


Fedakarlık şeması aktif olan bir kişi, hep kendi haklarını ve isteklerini öne koyan bir kişiye çekim hissedebilir. Bu kişi, şema kimyasına göre bir partnerle birlikte olduğunda ilişkisinin devam edebilmesi için fedakarlık yapmaya devam etmesi gerekir.


Kendini eksik ve yetersiz hisseden bir kişi (kusurluluk şeması), onu eleştiren insanlara daha çok çekilirler.


Terk edilme şeması olan bir kişiyi ele alalım. Bu kişinin uzun süreli biri ilişkisi olmayacağına, eninde sonunda terk edileceğine dair bir inancı var. Böyle bir inanç kalıbına sahip kişi, her belirtiyi bir ipucu olarak ele alır. “Bak yine mesajlarıma geç cevap verdi”, “Telefonlarıma çıkmadı”, “Bugün beni sevdiğini söylemedi” gibi. Bu kişi, bunların hepsini bir belirti olarak görüp, biteceği inancıyla birlikte değerlendirip talepkar olabiliyor. Örneğin, “Beni daha çok sevdiğini söyle”, “Daha çok ara”, “Niye eve gelmedin?”, “Niye telefonlarıma çıkmadın?” gibi. Bir diğer olasılık da nasıl olsa terk edileceğim diye ilişkiyi bitiriyor. İşin ilginç yanı, böyle bir düşünceye sahipseniz kendini gerçekleştiren kehanetle birlikte uzun ilişkiden kaçan kişilere çekilme durumu kendini gösteriyor.

İnsan tanıdığı şeyi sever. Bilindik olana çekilir. Bu olumlu ya da olumsuz olabilir. Kişinin partnerinin ebeveynine benzemesi aslında tesadüf değildir.

Diyelim ki öyle bir evde büyüdünüz ki babanız çok sert, katı ve baskıcı birisi. Aynı zamanda hem size hem annenize çok bağırıyor ve siz ondan korkuyorsunuz. Birkaç kere ona karşı gelmeyi denemişsiniz ya da istemediği gibi davranmışsınız ve cezalandırılmışsınız. Bir süre sonra savunma mekanizması geliştirirsiniz. Canınızın yanmaması için (fiziksel ve ruhsal) babanızın istediği gibi davranmaya başlarsınız. Kendinizi koruyabilmek için babanızın neye sinirleneceğini, neye tepki vereceğini en iyi siz bilirsiniz. Fakat diyelim ki, siz babanızın istediği gibi davranmanıza rağmen aralarda yine babanız sizi cezalandırıyor. Anneniz de sessiz kalmayı tercih eden birisi. Size babanızın yapısının böyle olduğunu söylüyor ve onu kızdırmamanız gerektiğini tembihliyor. Böyle bir durumda şemanız derinleşmeye başlar.


Bu örnekte boyun eğicilik şemasından bahsedebiliriz. Boyun eğicilik şeması; bireyin kendi ihtiyaçlarını çatışma çıkmasına mani olabilmek adına yok sayması ya da duygu ve düşüncelerini bastırması olarak tanımlanabilir. Böyle bir evde, kendini savunabilmek daha doğrusu koruyabilmek adına boyun eğicilik şeması aktif olan biri, şema kimyası gereği onun üzerinde hakimiyet kuracak birine çekim hisseder. Sizinle ilişki dili bağırmak, yüksek sesle konuşmak, hatalarınızı yüzünüze vuran, sizin ne yapabilip yapamayacağınızı söyleyen bir partnere hızlı bir çekim hissedersiniz çünkü size tanıdık gelir.


Şema terapi ile çalışıldığında, şemalarımızın farkında olup, bizi kimlerin etkilediğinin de farkında oluruz. Duygusal yoksunluk şeması hakim bir kişiyle; sevgi verebilen, paylaşmasını bilen, bağ kurabilen biriyle yakınlık kurma becerimizi arttırma üzerine çalışılır. Kendini eksik, yetersiz hissedilen kişiyle bu durum ne kadar gerçekçi terapide birlikte gözden geçirilir. Akabinde bu kişi artık eleştirilere daha az katlanır hale gelmeye başlar ve daha sağlıklı ilişkilere çekilmeye başlar. Şema terapide terapistin amacı danışanın güncel sorunlarının arkasında yer alan doyuramadığı çocukluk ihtiyaçları ve şemalarını belirlemektir. Sonrasında kişinin söz konusu temalarla baş etme yöntemleri belirlenir. Terapi sonunda ise; kişinin uyum bozucu şema ve modlarıyla baş edebilmeyi öğrenmesi amaçlanır. Bu sebeple, şema terapi uzun süren terapilerdendir.

İlişkiniz Şema Kimyasına Bir Örnek mi Yoksa Sağlıklı Bir İlişki mi?


Eğer ilişkinizde;


(1) Kendinizi güvende hissedebiliyorsanız,


(2) Karşılıklı olarak sağlıklı sınırlar çizebiliyorsanız,


(3) Partnerinizle karşılıklı olarak neyi isteyip istemediğinizi açıkça paylaşabiliyorsanız,


(4) Kendi ihtiyaçlarınızı karşı tarafın ihtiyaçlarıyla dengede tutabiliyorsanız,


(5) İlişkiye karşılıklı olarak emek vermeye niyetliyseniz,


(6) Partnerinizi memnun etme, onun gözünde iyi bir yerde olma arzusuyla istemediğiniz davranış kalıplarında kendinizi bulmuyorsanız,


(7) Kendinizi büyüttüğünüz, geliştirdiğiniz bir ilişkiniz varsa...


Bu şema kimyası değil, bu sağlıklı bir ilişkidir.


Not: Bir ilişkiyle kendini tamamlama ümidi şema kimyasına aittir. Sağlıklı bir ilişkide kişi kendi başına da tamdır.


Alara Candan Yağcı


19 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page